İnsan nedir?
İnsan, bütün kâinatı sevk ve idare edendir. Yetki makamını kendisinde keşfedemeyince, insanın büyüklüğünü başka sahalarda büyütmüş, tapmış, yakarmış. Yani esasında o büyüttükleri insanın kendisindedir. Ama bu çözülemeyince meçhule kayılmış.
O büyük kabul edilmiş şeylerin hepsi; o putların, inançların, dinlerin hepsi “İnsanda” zuhurattır. İnsan o kadar büyüktür ki hiçbiri insanı ifade edemez. İnsan her şeyi yönlendirir, konuşur. Böylesine büyük bir varlıktır. Aciz olan insanın gövdesidir, insan değildir. İnsan onun üstündeki erişilmeyen, anlatılan fakat görünmeyen, bilinmeyen, büyütülen ama haberimiz olmayan meçhuldeki büyük gücün kendisidir. İnsan bütün kâinatı, maddi alemi sevk ve idare eder. Artık bu kavramların açılması ve yaşanması lazım. İnsan denilen varlık, gövde değildir. Gövde, “İnsanın evidir”. Gövde insanı temsil edemez. İnsan gövdeyi değerlendirir.
İnsanı tarif için şöyle bir adres verelim: Nefesimizi alıp veren güç (Yaşatan) ve hayâl kuran (Gezen); bunların ikisi ebedi varlıktır. Büyük güç kaynağıdır. Onlarda zaman, mekân, yaşlanma yoktur. Onlar merkezdir. Her şeyin merkezine indiğimiz zaman, temeline indiğimiz zaman Yaşatan’ı buluruz. İşte o temele indiğimizde bulduğumuz; Yaşatan’ın yetki ve sahiplik kısmı “İnsandır”.


-
İnsanda geçmiş yok, gelecek yok, an var.
Anda doğal halini yaşamak var.
- Kendime döndüğüm an, sahip olur, sunarım.
- İnsan; anının sahipliğini yaşayandır.
- Canlı kitap; yaşayanda hayat bulur.
Hiç kimse...
kendisinden başkasını söyleyemez,
kendisinden başkasına
söyleyemez,
kendisinden başka bir şey bilmez.
Kendini bilmeyen hiçbir şeyi bilmez.
EROL ERBAŞ
- İnsan -
“Her şey insan için” diyoruz, fakat ifadenin anlamını bilmiyoruz. Peki insan makamının arzuları neler?
Kendimizden
İnsan ya özüne dayanır ya da servet, şehvet, şöhret, nüfuz, mevkiden birine dayanır. Bunlardan birine özenir. Bunlardan birine özenen de özüne dönemez. Bugün dünyadaki tüm sıkıntıların kaynağı ise…
